31 Aralık 2009

Mutlu Yıllar

TÜM GERÇEK DOSTLARIMA

2010 yılının herkese daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk getirmesini diliyorum.
Yeni yılda hiç ümitsiz kalmamanız ve hayallerinize kavuşmanız dileğiyle herşey gönlünüzce olsun.
Ben dostlarımı, ne kalbimle, ne aklımla severim.

Olur ya ...

Kalp durur...

Akıl unutur...

Ben dostlarımı ruhumla severim

O ne durur, ne de unutur....

Hz.Mevlana

DEĞİŞİK KURABİYELER

Gereken Malzemeler

  • 250 gr tereyağı (oda sıcaklığında)
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 4-5 su bardağı un
  • 1 paket ( 20 gr) kakao
  • 1/2 tüp Dr.Oetker limon aroması(istenirse)

Süslemek için:

  • Reçel
  • Yarım paket bitter çikolata
  • Yarım paket beyaz çikolata
  • Ceviz, antep fıstığı, fındık vs.
  • Dr.Oetker pasta süsü (şekerli ve kakaolu)
  • Dr.Oetker süsleme glazürü

Yapılışı:

  • Oda sıcaklığındaki tereyağını, pudra şekerini iyice karıştırın.
  • Üzerine yine oda sıcaklığındaki yumurtayı ve limon aromasını ilave ederek karıştırmaya devam edin.
  • Un ilavesi ile kulak memesi kıvamında bir hamur yapın.
  • Hamurun yarısına kakao ilave ederek iki çeşit hamur hazırlayın.
  • Daha sonra istediğiniz şekildeki kalıplarla hamurları kesin. Reçel, ceviz ,fıstık, fındıkla süsleyin.
  • 180 derece fırında hafif pişirin. Kurabiyeler çok hafif pembeleşmeli.

Çiçek şeklindeki kalıplarla kesip üzerine reçel koyabilirsiniz. Ya da kakaolu ve sade hamurla küçük toplar yapıp, bunları yanyana birleştirebilirsiniz.


Yine değişik kalıplarla kestiğiniz hamurları ceviz, fıstık veya benmari usulüyle erittiğiniz çikolata ile süsleyebilirsiniz. Dr.Oetker'in süsleme glazürü ile şekiller çizebilirsiniz.

Kakaolu ve sade hamurdan büyüklü küçüklü farklı modelleri üst üste getirebilir, kalp kurabiyelerde olduğu gibi kurabiyelerin yarısını benmari usulü eritilmiş farklı renkli çikolatalara batırıp üzerine süsleme şekerleri serpebilirsiniz.

Örnekleri çoğaltmak, tamamen sizin yaratıcılığınıza ve hayal gücünüze kalmış....

27 Aralık 2009

Minik Köfteli Çorba

Bizim soframızın olmazsa olmazlarındandır sıcacık bir kase çorba.... Mideye dost bir başlangıç, küçük çocuklar kadar biz büyüklere de değişik bir lezzet...

Annem köfteleri biraz daha büyütüp salça ile renklendirerek sulu köfte olarak yapıyor. Ben bu defa köfteleri nohut büyüklüğünde hazırladım. İçine havuç ve taze soğan ilavesiyle daha besleyici hale getirdim. Hem çok doyurucu, hem de görüntü ve lezzet olarak nefis bir başlangıç lezzeti olarak geldi soframıza...

Gereken Malzemeler:

Minik köfteler için:

  • 250 gr.yağsız dana kıyması
  • maydanoz
  • 1 (orta boy)kuru soğan
  • kimyon, karabiber ve tuz

Çorba için:

  • 3 yemek kaşığı un ( tepeleme)
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 adet havuç
  • 4-5 adet taze soğan
  • 1 çay bardağı tel şehriye
  • 8 su bardağı su veya et suyu
  • köftelerin birbirine yapışmaması için biraz un
  • sıvı yağ

Yapılışı:

  • Kıyma, rendelenmiş soğan, ince kıyılmış maydanoz ve kimyon, karabiber ve tuz ilavesi ile köfte hamuru hazırlayın.
  • Köfte hamurundan nohut büyüklüğünde minik köfteler yapın. Düz bir tabağa biraz un serpin.Köfteleri bu unun içinde hafifçe yuvarlayıp una bulayın.
  • Diğer tarafta bir tencere de iki üç kaşık kadar sıvı yağ ile rendelenmiş havuç ve yeşil kısımları ile ince ince doğranmış soğanları sebzeler pişinceye kadar soteleyin.
  • Ilınınca sebzelerin üzerine su veya et suyu ilave edin.
  • 3 yemek kaşığı un ve 3 yemek kaşığı yoğurdu iyice karıştırın. Gerekirse su ilavesi ile boza kıvamına getirin.
  • Tencerenin içindeki suya yoğurtlu karışımı yavaş yavaş, iyice karıştırarak ilave edin. Pütürsüz olması için el blendırı ile de karıştırabilirsiniz.
  • Çorbayı kaynamaya bırakın.Kaynamaya başlayınca önce una bulanmış köfteleri, bir iki taşım kaynadıktan sonra tel şehriyeyi ilave ederek köfteler pişinceye kadar orta ateşte kaynatın.

Küçük Notlar:

  • Köftelere isterseniz pirinçte ilave edebilirsiniz. Köfte hamurunu sizin damak tadınıza göre değişik baharatlarla da hazırlayabilirsiniz.
  • Yoğurt ilave ederken çorba suyunun sıcak olmamasına dikkat edin.Yoğurt hemen kesilebilir.
  • Siz yine kendi alışkanlığınıza göre çorbayı daha sulu hazırlayabilirsiniz. Bunun için su miktarını artırabilirsiniz.
  • Köfteleri daha büyülterek ana yemek olarak sunabilirsiniz.

23 Aralık 2009

Limonlu Kek

50.Porselen Demlik Çay Etkinliğine gönderilmiştir.
Ne zaman kek pişirsem aklıma, annemin kek tenceresinde pişirdiği bol cevizli, üzümlü kek gelir. Sizlerin annelerinin var mıydı bilemiyorum ama ocak üzerinde, fırın kullanmadan kek pişirilen tencere, hala annemde duruyor..
Üst kısmında camlı bir bölme, alt kısmında alüminyum tencere kekin dibini hemen yakmasın diye konulan bir altlık. Çocukken kek kabarmış mı diye üst kısımdaki küçük camdan baktığımızı hatırlıyorum ve evin içine yayılan mis gibi kokan limon yada portakal rendelenmiş annemin kekini.....

Limonlu kekin tarifini Sofra Dergisinden almıştım.Kendi damak zevkimize göre küçük değişiklikler yaptım. Bu haliyle de çok nefis oldu. ...
Gereken Malzemeler:
  • 2 adet yumurta
  • yarım su bardağından bir parmak fazla sıvı yağ
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 3 çorba kaşığı süt
  • yarım limon suyu
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 adet limonun rendelenmiş kabuğu
  • 1 küçük şişe Dr.Oetker limon aroması
  • 1 çay bardağı tuzsuz iç antep fıstığı (istenirse)

Üzeri İçin:

  • Yarım paket Dr.Oetker beyaz çikolata sosu
  • Çikolata sosu için üzerindeki tarife göre süt
  • Yarım paket beyaz çikolata

Yapılışı:

  • Oda sıcaklığındaki yumurtaları şeker eriyinceye kadar çırparak krema kıvamına getirin.
  • Üzerine sıvıyağı ilave edip çırpmaya devam edin.
  • Süt, limon suyu, limon aroması ilave edip çırpın.
  • Rendelenmiş limon kabuğu, antep fıstığı, un ve kabartma tozu ilavesi ile koyu kıvamlı bir kek hamuru elde edin.
  • Katı yağ ile yağlanmış baton kalıba karışımı dökün.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kürdan temiz çıkıncaya kadar pişirin.
  • Kek pişince soğumaya bırakın.
  • Beyaz çikolata sosunu paketin üzerindeki tarife göre hazırlayın.
  • Soğuyan kekin üzerine bu sosu gezdirin. Üzerine rendelenmiş beyaz çikolata serpin

Kek hamuru yoğun kıvamlı olduğu için, içinin pişme süresi uzadığından üzeri kızardığında yanmaması için alufolie ile kapatın.

Tarifte limon aroması yoktu. Ancak Dr.Oetker'in limon aromasını denediğimde çok hoş koku ve aroma elde ettim.Tavsiye ederim.

Yine aynı şekilde içine tarifte olmayan antep fıstığını da ekledim. Sizin damak zevkinize bağlı isterseniz ilave etmeyebilirsiniz.

19 Aralık 2009

Safranlı Pirinç Pilavı

SARI PİLAV
Bugün alışveriş sonrası gittiğimiz restoranda yan masadaki bayanların bir konuşmasına tanık oldum. Biri babasının " iyi pilav pişiren bayanların her yemeği güzel yapabilir" dediğini söylüyordu. Yani iyi yemek yapmanın ölçücü iyi pilav yapmadan geçiyordu.

Nedir iyi pilav derseniz herhalde herkesin yanıtı birbirine yapışmamış, tane tane ama her biri pişmiş kısacası lapa olmamış pilav olur. Ancak çok zaman bir çok yerde yediğiniz pilav bu özelliğe uymaz. Eğer pirinci kavurarak pişiriyorsanız bu kıvamı iyi tutturmanız gerekir aksi halde ağzınıza kıtır kıtır gelen pirinç taneleri canınızı sıkar ya da suyun ölçüsü biraz kaçarsa lapa olmuş bir pilav.....Galiba bayanların babasının haklı olduğunu kabul etmemiz lazım:)

Tarifini vereceğim Safranlı Pirinç Pilavı da benim çok sık yaptığım, beyaz pilav( prensesim Müge 'min sade pilava verdiği isim) yemeği sevmeyen, pilav içinde değişik sebzeler, tatlar denemeye meraklı kızımın çok sevdiği, özellikle de davet sofralarında çok şık duran bir pilav....

Gereken Malzemeler
  • 1 su bardağı pilavlık pirinç
  • 1 su bardağı su veya et suyu
  • yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı yerli safran(dolu kaşık olmasın)
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • tuz ( tuz miktarını alışkanlığınıza göre ayarlayabilirsiniz, bulyon kullanırsanız tuzu azaltmanız gerekebilir)
  • 2 adet yeşil biber (arzu ederseniz)
  • 4 adet taze soğan (istenirse)

Yapılışı:

  • Pilavlık pirinci derin bir kaba koyun. Pirincin üzerine 1 kaşık tuz döküp iki parmak geçecek kadar ılık su ile önceden ıslatın. 3- 4 saat önceden olursa çok daha iyi olur.
  • 1 su bardağı su veya et suyunun içine bir kaşık yerli safranı döküp karıştırın. Bu karışımı en az 1 saat bekletin. Safranın rengi suyun içine geçip turuncu renkli bir sıvı olacaktır.
  • Tencerenin içine ince doğranmış biberleri ve yeşil kısımları ile beraber ince doğranmış taze soğanı ve sıvı yağı ilave edip hafifçe sebzeler yanmadan karıştırarak pişirin.
  • Önceden hazırladığınız safranlı suyu bir tel süzgüden geçirerek safran parçalarını ayırın.
  • Biber ve soğanı sotelediğiniz tencereye safranlı suyu koyup tuzunu da(dilerseniz bulyonda koyabilirsiniz) ilave ederek kaynamaya bırakın.
  • Pirincin üzerindeki suyu dökerek pirinci iyice yıkayın.
  • Pilav tenceresinde su kaynamaya başlayınca yıkadığınız pirinçleri ilave ederek bir kez tüm malzemeleri kaşık yardımı ile karıştırın. Bundan sonra pilavı karıştırmayın.
  • Tencerenin kapağını kapatıp kaynamaya başlayınca kısık ateşe alın.
  • Pilav suyunu çekip, pirinçler pişince ocağı kapatın.
  • 1 kaşık tereyağını küçük parçalara keserek pilavın üzerine koyun.
  • Tencere kapağının altına bir kağıt havlu koyarak dinlendirin.

Küçük Notlar

Bu şekilde kavrulmadan pirinç pilavı yapıyorsanız ölçünüz mutlaka 1 bardak suya 1 bardak pirinç olmalıdır. Daha fazla su koyarsanız pilavınız lapa olur.

Kaynayan suya pirinci döktükten sonra bir kez karıştırın. Fazla karıştırırsanız pilav lapa olur.

Sıvı yağ ile pişirdiğiniz pilavın üzerine piştikten sonra tereyağı parçaları koyarsanız tereyağının kokusunu ve aromasını daha fazla hissedersiniz.

Bu yöntem ile tüm sebzeli pilavları pişirebilirsiniz. Ancak domatesli pilav pişirirken domatesin su salacağını düşünerek su ölçüsünü bir parmak azaltabilirsiniz.

Yağ ile bir çay bardağı kadar şehriye (arpa , tel veya çocukların gözüne hoş gelen yıldız şehriye) kavurup pilava ilave ederseniz pilavda nefis bir görüntü elde edebilirsiniz.

Safranlı pilavda aktarlarda, büyük marketlerin baharat reyonlarında bulabileceğiniz yerli safran kullandım. İthal edilen Hint veya İran safranı da var; ancak ben yerli safran kullanmayı tercih ediyorum.

SAFRAN HAKKINDA KÜÇÜK BİR BİLGİ

Safran çiçeğinin kurutulmuş dişi organlarından elde edilen bir baharattır. Safranın elde edildiği dişi organlar turuncu- kırmızımsı renkli olup iplikçikler şeklindedir. Safranı önemli kılan eşşiz aroması ve boyar özelliğidir. Kaliteli safranı ayırt etmenin yolu kısaca söyledir: Yarım çay kaşığı safran bir litre suyu sarı kavuniçi renge boyayabilir. Safran adıyla satılan diğer maddelerden ise 1 litre suya onlarca gram koymak gerekir.(Kaynakça: Atlas Dergisi, Keşif Kitaplığı Baharat Atlası Özel Koleksiyon 2009)


16 Aralık 2009

Kalburabastı

 
ANNE ELİ DEĞMİŞ LEZZETLER 3:

Annemin bayram tatlısı her zaman tel kadayıftır. İzmir dışından annemi ziyarete gelen kuzenler ve eşleri tatlı hakkını tel kadayıfından yana kullanınca annem her bayram fincanda sardığı bol cevizli kadayıfını başka bir keyifle hazırlar. Diğer şuruplu tatlılarda bayram dışında gelen misafirlere hazırlanır. Burada tarifini vereceğim kalburabastı gibi...

Çay ile beraber diğer ikramlarda bitince kışın bir şuruplu tatlı, yazın ise sütlü tatlı veya dondurma ikram edilir, tatlı yenilip misafirler tatlılıkla ayrılsın diye bizim evde....

İçinde iri dövülmüş bol ceviz olmalıdır. "Çok ince çekilmiş ceviz hamurun içine karışır ağıza gelmez" der annem. Ve hamurlaşmamış ağızda eriyip dağılan kütür kütür bir kalburabastı...
 
 
Gereken Malzemeler
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1, 5 su bardağı sıvı yağ
  • yarım su bardağından 1 parmak az irmik
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya 
  • alabildiğine un
          İçine :
  • İri kıyılmış bol ceviz
       Şerbeti için:
  •  5 su bardağı şeker ,
  •  4 su bardağı su
  •  Bir kaç damla limon suyu
     
Yapılışı:
Yoğurt, yağ, irmik, kabartma tozu, vanilya ve un ilavesi ile yumuşak bir hamur tutulur.
İstenilen büyüklükte parçalar koparılarak içine ceviz konulup şekil verilir.
Üst kısmı rendenin iri tarafında yuvarlanarak şekil çıkarılır.
175 derece fırında pişirilir.
Soğuyunca diğer tarafta hazırlanmış hafif  (çok sıcak olmayacak aksi halde hamur olur)ılınmış şurup, tatlıların üzerine dökülüp şerbeti haşlanır.. .
Tercihen bir gün sonra üzerine hindistan cevizi veya file fıstık serpilerek servis yapılır.

 
 

14 Aralık 2009

Ispanaklı Peynirli Gül Böreği

ANNE ELİ DEĞMİŞ LEZZETLER 2:
Bazen yazmak , üstelik çok yoğun bir günden sonra o kadar zor geliyor ki. Kelimeler devam etmiyor sanki, bir yerde kilitleniyor. Aslında tarif Canım Annemin, yapan da kendisi ama ben iki gündür bilgisayarın başında oyalanıyorum... Alt tarafı iki satır, kitap yazmıyorum ya.. Ama bazen çıkmıyor işte, kelimeler saklanıyor sanki. Yazıp yazıp siliyorum.
Benim çok severek yediğim desem çok klasik , severek yaptığım desem annem kadar güzel yapamıyorum bu da bir gerçek. Aslında hazır yufkadan ama....
Kısacası Anne Elinin Değdiği her lezzet biz çocuklarına, her zaman çok güzel..
Gereken Malzemeler (24 adet)
  • 6 adet yufka
  • yarım kg ıspanak
  • yarım kg az tuzlu lor veya rendelenmiş beyaz peynir
  • 1 yumurta
  • sıvı yağ

Yapılışı:

Ispanakların kök kısımları kesilip, ayrılarak yaprakları iyice yıkanır. Suyu süzüldükten sonra hafifçe ovulur (Ispanak yufka içinde sert kalmasın diye). Rendelenmiş beyaz peynir veya lor ıspanağın içine karıştırılır. 1 yumurtann beyazı da ıspanaklı iç harcına ilave edilir.

Her yufka 4 eşit parçaya bölünerek, her parça bir fırça yardımı ile sıvı yağ ile yağlanır( Annem yufkaları yağlarken kuru kısım kalmamasına, fakat aşırı yağ sürmemeye dikat ediyor). Dörde bölünmüş yufkanın yuvarlak olan kısmına iç harcı konularak önce ince rulo şeklinde sarılır. Sonra uç kısmı içeri kıvrılarak sarmal şekilde gül şekli verilir. Bütün yufkalar bitinceye kadar bu işlem devam edilir. Üzerine yumurta sarısı sürülerek 170 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

11 Aralık 2009

Elmalı Kurabiye

ANNE ELİ DEĞMİŞ LEZZETLER 1:

Anneme ne zaman gitseniz onun evinde aniden gelen misafirlere ikram edecek ya kurabiyesi, ya keki yada tatlısı mutlaka vardır. Hiçbir zaman bir çay veya bir meyve suyu tek başına ikramsız olmaz. Bu bizim evde hep böyleydi. Bizlerde böyle alıştık...

Ya önceden haber verilmiş misafirlere ? O zamanda annem bir başka özenle ve keyifle hazırlar ikramlarını. Sanki herkes ilk defa bize geliyormuş gibi, her seferinde daha fazla özen gösterir gelen kim, hangi yaşta olursa olsun....

Önce bizlere sorar neler yapsam diye. Hazırlayacaklarını ard arda sıralayınca "bu kadar yeter Anne " dediğimizde hep söylediği "az olmasın " dır. Bu konuşmalar her misafir öncesinde bizim evde geçer.

Dün de böyleydi. Bir gün öncesinden tatlısını hazırladı, iyice çeksin diye şurubunu döktü. Böreklerini sardı, ama sıcak olsun diye misafirler gelmeden önce pişirdi. Kurabiyesini bayatlamasın, üzerindeki pudra şekerlerinin görünüşü bozulmasın diye dün sabah hazırladı.

Bu satırlarda tarifini vereceğim elmalı kurabiye, ıspanaklı peynirli gül böreği ve kalburabastı 'da dünkü Anne Eli Değmiş Lezzetler den birkaçı....

Gereken Malzemeler (20-25 adet)

  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 125 gr tereyağı(oda sıcaklığında)
  • 250 gr pudra şekeri (hamuru içine yarım su bardağı, kalanı piştikten sonra üzerine dökülecek)
  • 1 paket kabartma tozu
  • alabildiği kadar un

İçi İçin :

  • 4 elma
  • 1 nescafe fincanı şeker
  • 1 su bardağı dövülmüş ceviz
  • tarçın

Yapılışı:

  • Yoğurt, sıvı yağ, oda sıcaklığındaki tereyağı, kabartma tozu, yarım su bardağı pudra şekeri ve alabildiği kadar un ile yumuşak bir hamur tutulur.
  • Hamur 30 dakika buzlukta dinlendirilir.
  • Diğer tarafta rendelenmiş elmalar şeker ile hafif ateşte pişirilerek kurabiyelerin içi hazırlanır.
  • Pişmesine yakın tarçın ve ceviz ilave edilir.
  • Buzlukta dinlendirilmiş hamurdan istenilen büyüklükte parçalar koparılarak yuvarlak açılır. Ortasına hazırlanan elmalı cevizli içten konularak kapatılıp ay şekli veriir.
  • 170 derece fırında üzeri hafiçe kızrıncaya kadar pişirilir.
  • Pişen kurabiyelerin üzerine pudra şekeri serpilir.




9 Aralık 2009

Limonlu İrmik Tatlısı

Her bayanın tarif defterinde olan bir tatlı bana göre irmik tatlısı...Çünkü çok pratik, çok fazla zahmet gerektirmeyen, ama değişik şekillerde hazırlanıp sunulabilen bir tatlı...

Annemin tarif defterinden almıştım. Anne tarifi hiç şaşmaz, her zaman kıvamındadır, tadı da bir başkadır..

Annemin cam tepsiye dökerek hazırladığı, servis sırasında kare veya dikdörtgen şekilde keserek ikram ettiği bu lezzeti ben biraz değiştirdim. Bu defa karamel kaselerini koydum. Servis sırasında da kaseden ters çevirip çıkararak sundum. Parlak görünüşü de daha farklı oldu....

Tadı değişmemiş tıpkı anneannesinin ki gibi olmuş bu da prensesin yorumu....

Gereken Malzemeler :

* 1 litre süt
* 2 bardak şeker
* 1 su bardağı +1/4 su bardağı irmik
* 1 adet limon kabuğu rendesi
* 1/2 limonun suyu
* 1 paket vanilya
* 2 yemek kaşığı tereyağı
* süslemek için dövülmüş antep fıstığı, ceviz veya hindistan cevizi

Yapılışı :

Süt, şeker, irmik, limon kabuğu rendesi ve limon suyu karıştırılarak muhallebi gibi pişirilir. İrmik tatlısı göz göz olup pişmeye başladığında tereyağı ve vanilya ilave edilip karıştırılır. Su ile ıslatılmış kaselere dökülerek soğuması beklenir. Soğuyunca 2-3 saat buzdolabında bekletilir.Ters çevrilip çıkarılarak servis tabağına alınır. Üzerini dilediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz.
* Ters çevirip çıkarak servis yapmayacaksanız , irmik miktarını 1 su bardağı olarak alabilirsiniz.

6 Aralık 2009

Kırmızı Mercimek Çorbası

-Çorbaların hası,
-Süper bir çorba,
-Mercimek çorbasından başka çorba tanımam...


Bu sözler zeytinyağlı portakallı kerevizde anlattıklarıma ne kadar zıt değil mi? Ama bu sözler yemek konusunda seçici olmayan bizlere ait değil. Bu ifadeler kızkardeşimin eşi, bu bloğun sıkı takipçisi Ercan’a ait.
Bizler her ne kadar yemek seçmesekte, güzel yapılan her yemeği yesekte annemin üçüncü çocuğu:) Ercan yemek konusunda çok seçici.
Annemin bayram, iftar sofralarında, aile yemeklerinde çorba, mutlaka mercimek çorbası olmalıdır. Diğerlerini yemez mi? Yer tabii ki , hatta bir şey söylemez. Ama biz onun “ keşke mercimek çorbası olsaydı “ diye içinden geçirdiğini tahmin edebiliyoruz.
Üzerine tereyağında kızdırılmış kırmızı acı biber olursa değmeyin Ercan’ın keyfine yanında da bol limon…
Bugün O’nun doğum günü, aynı zamanda evlilik yıldönümleri. Bu sayfadan mutlu yıllar, nice yaşlar diliyorum….

Tüm mercimek çorbaları senin olsun….

Gereken Malzemeler
*1 su bardağı kırmızı mercimek
*2 adet havuç
*1 adet patates
*1 adet kuru soğan
*Et suyu veya Süt

Yapılışı:
Mercimekleri suda iyice yıkayın. İri parçalara bölünmüş soğan, kabukları kazınmış ve doğranmış havuç, yine küçük parçalara ayrılmış patateslerle, üzerini 3-4 parmak geçecek kadar su koyarak pişirin.

Kabarmaması için tencerenin kapağını açık tutun. Ayrıca mercimekler piştikçe suyu çekip kabaracağı için su ilavesi gerekecektir.

Bütün malzemeler iyice pişince hafiçe ılınmasını bekleyin. Ilınan püreyi süzgeçten geçirin.Ben daha pürüzsüz bir kıvamda olması için iki kez süzgeçten geçiriyorum.

Yoğun kıvamdaki bu mercimekli püreyi ister et suyu ile isterseniz süt( süt ile seyreltmeyi Sevgili Aslı’nın sitesinde okumuştum ilk kez denedim sonuç harika oldu) ile istediğiniz kıvama gelinceye kadar seyreltin. Tuzu ve yağını ilave ederek bir taşım kaynatın.

Üzerine tereyağında kızdırılmış acı biber gezdirebilirsiniz yada fırında kızartılmış ekmek parçaları(kruton) ile servis yapabilirsiniz.

  • Mercimek çorbası hazırlarken renginin daha sarı olmasını istiyorsanız patates miktarını arttırabilirsiniz.Havuç ta koymayabilirsiniz.
  • Çorba içine yazın kapya(kırmızı) biberde koyuyorum , hafif pembeleşmiş bir çorbada nefis görünüyor.
  • Annem mercimek çorbasına pişerken, un kavurup koyuyor. Ancak patates olduğu için ben tercih etmiyorum

    Kruton Hazırlanışı:
    Çavdar ekmeğini (isterseniz diğer ekmek çeşitlerini de kullanabilirsiniz) kenarlarındaki sert kısımları çıkararak küçük küp şeklinde kesin. Pişirme kağıdı yerleştirdiğiniz bir fırın tepsisine hafifçe tereyağı ile yağlanmış ekmek parçalarını koyup, kızarıncaya kadar fırında pişirin.



3 Aralık 2009

Zeytinyağlı Portakallı Kereviz

Hiç birimizin yemek seçmediği, annemin yaptığı etli, sebzeli veya zeytinyağlı tüm yemeklerin ayırt edilmeden yendiği bir ailede büyüdüm ben. Kız kardeşim ve ben hiçbir zaman yemek seçmedik, güzel yapılan her yemeği severek yedik.

Bayramlarda, aile yemeklerinde, kuzenlerimizle bir araya geldiğimizde biber dolmasının sadece pirinçlerinin yenip biberin kenarda beklediği, mis gibi kokan karnıyarığın sadece kıymalı içine dokunulup patlıcanlarının ayrıldığı, salatada limon yerine sirke konulduğu zaman çatal bile dokundurulmadığı tabakları gördükçe hayrete düştük, bize tuhaf geldi…

Bugün o yıllar çok geride kalsa da yemek alışkanlığım hiç değişmedi. Bu alışkanlığı kızıma da geçirmişim ki her yemeği çok severek yiyen, 9 yaşında olmasına rağmen dengeli beslenmenin sağlıklı büyümek için gerekli olduğunu çok iyi bilen bir çocuk.

Bazen arkadaş toplantılarında bir araya geldiğimiz zaman onun arkadaşlarının yemek seçtiğini, annelerinin yemek beğendirmekte çok zorlandıklarını duydukça işlerinin ne kadar zor olduğunu görüyorum, benim ise ne kadar kolay…

Yaz, kış istediğim her sebzeyi, hatta çok kişinin bugün yeni yeni keşfetmeye başladığı, bazılarının ise hala dudak büktüğü Girit mutfağının leziz otlarını değişik şekillerde pişirip soframıza getirebiliyorum ve minik gurmem Mügem’de çok severek yiyor..

Dün akşam pişirdiğim ama bir çok çocuğun, hatta büyüklerin bile kokusunu sevmedikleri için yemedikleri kerevizi, zeytinyağlısını, yoğurtlu salatasını yaparak değişik şekillerde sunabiliyorum….

Gereken Malzemeler
*1 kg kereviz
*1 adet domates ( veya 1 kaşık salça)
*2 adet havuç
*1 adet patates
*1 büyük soğan
*1 adet portakalın suyu
*Yarım çay bardağı zeytinyağı
*2 adet kesme şeker

Yapılışı:
Kerevizin kök olan kısımlarının kabuklarını soyup, çok körpe olan yeşil kısımlarını da ayırıp kararmaması için limonlu suya koyuyorum.
Diğer tarafta soğanları yemeklik doğrayıp zeytin yağında hafifçe solduruyorum.Üzerine doğranmış havuçları da ilave edip havuçlar biraz yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam ediyorum.
Küp doğranmış domatesleri de biri iki kez çevirdikten sonra kerevizleri, körpe yeşil kısımlarını ve doğranmış patatesleri de ilave edip bir çay bardağı su ve yarım portakalın suyunu ve iki kesme şekeri de ilave edip kerevizler yumuşayıncaya kadar pişiriyorum.
Kerevizler pişince kalan yarım portakalın suyunu ve benim zeytinyağlı tüm yemeklerde yaptığım piştikten sonra iki kaşık zeytinyağını ilave edip soğuduktan sonra servis yapıyorum…
  • Zeytinyağlı tüm yemeklere yemeğin lezzetini arttırmak için şeker koyuyorum.
  • Ben annemden gördüğüm şekilde zeytinyağlı yemeklerde az da olsa domates veya salça kullanıp hafif renklendirmeyi seviyorum. Siz kendi arzunuza göre salça veya domates ilave etmeyebilirsiniz.
  • Yine tüm zeytinyağlı yemeklerde yemeğin daha parlak görünmesi ve zeytinyağını daha yoğun hissedebilmek için yemek piştikten sonra 1- 2 kaşık zeytinyağını üzerine gezdiriyorum.
  • Kereviz yemeğindeki portakal suyu yemeğe farklı ve hoş bir aroma katıyor.





theme design by GeCe